Birçok kişi göz altındaki morluk ve torbaların genetik olduğundan ve yalnızca kozmetik veya cerrahi müdahalenin işe yarayacağından emindir. Bu görüş kısmen doğrudur ancak bu tür vakalar çok azdır. Bu sorunlar temel olarak beslenme yetersizlikleri ve yaşam tarzıyla ilgilidir. Bir beslenme uzmanı size bu kusurların gerçek nedenlerini anlatabilir ve sorunun kökenini bulabilir.
Kusurların özü
Göz altındaki mavi halkalar ve şişlikler vücuttaki protein eksikliğinin ilk işaretidir. Önemli eksikliği ile kaslar tonu kaybeder ve çok zayıflar. Göz altı bölgesini tam olarak tutamazlar, bu da yüz ovalinin sarkmasına, gergin cildin kuruyup sarkmasına neden olur.
Bu kozmetik kusurlara ek olarak vücuttaki protein yetersizliğinden kaynaklanabilecek başka durumlar da vardır:
• tiroid bezinin bozulması;
• karaciğerin vücudu toksinlerden arındırma sürecinin bozulması;
• diyabet;
• anemi;
• boğaz ağrısı, uçuk ve sinüzit;
• Gastrointestinal sistemin bozulması.
Çözüm
Vücut sadece 2 durumda protein eksikliği yaşayabilir:
• vücuda gıdayla giren minimum protein miktarı;
• asimilasyon sürecinin önemli ölçüde bozulması.
İlk sorun, yeme alışkanlıklarınızı gözden geçirerek başarılı bir şekilde ortadan kaldırılabilir. Kişinin diyetine yumurta, et, karaciğer, süt ve balık ürünlerini eklemesi gerekir.
İkinci sorunla birlikte, emilimin bozulmasının birkaç nedeni olabileceğinden bir doktora danışmanız gerekir. Her şeyden önce doktor asitlik açısından mide muayenesi yapacaktır. Belki bir kişi hipoasitlikten veya başka bir deyişle azalmış asitlikten muzdariptir. Proteinlerin parçalanması hidroklorik asitten etkilenir. Bağırsaklardaki enzimlerin miktarı kalitesine bağlıdır.
İkinci sebep ise az yağlı gıdaların tüketimi olabilir. Günümüzde sağlıklı bir yaşam tarzının parçası olarak diyette yağlardan vazgeçmek modadır. İnsanlar yanlışlıkla diyetlerinden yağları çıkararak vücutlarını düzene sokabileceklerini varsayıyorlar. Protein sentezi ürünleri karaciğer tarafından safra kullanılarak vücuttan uzaklaştırılır. Ve onu üretmek için yağa ihtiyacınız var.
Üçüncü neden ise temiz suyun yetersiz tüketimidir. Beslenme uzmanları meyve suyu, çay ve diğer içecekleri içme alışkanlığından vazgeçmenizi tavsiye ediyor. Yiyecekleri sindirme işlemi için enzim konsantrasyonunu azaltırlar. Yemek sırasında suyun optimal kısmı 100 ml’yi geçmemelidir. Ancak 2 saat sonra gerekli miktarlarda içilmesine izin verilir ve öncelikle oda sıcaklığında temiz su olmalıdır.
İnsanların sıklıkla unuttuğu, yiyecekleri çiğneme süreci önemlidir. Öğle yemeği sırasında aceleyle normal bir yiyecek bolusu oluşana kadar yiyecekleri yutarlar. Ancak mide suyunun ve enzimlerin miktarı buna bağlıdır.
Herhangi bir işlem yapmadan önce, sindirimi iyileştirmek için kendinize haplar yazın veya bir güzellik uzmanıyla pahalı prosedürlere başvurmadan önce vücuttaki protein miktarını bulmanız gerekir. Büyük olasılıkla, morluklar ve şişlikler bu maddenin eksikliğinden ve gastrointestinal sistemin zayıf işleyişinden kaynaklanmıştır.